top of page
Ara

Mısır: Gizemli Dünyaya Yolculuk

Yazarın fotoğrafı: Noor TribeNoor Tribe

Güncelleme tarihi: 5 Şub

Kuzey Afrika'nın kalbinde gizemlerle örtülü ve antik çağlardan kalma hazinelerle süslenmiş bir ülke yatıyor: Mısır. Burayı eşsiz kılan başlıca yönleri yüksek antik teknolojisi, zengin kültürü, coğrafik çeşitliliği, üstün sanat ve mimari dokusu.


Mısır denince akla ilk gelen piramitler olsa da, biz Kahire’yi es geçtiğimiz bir rota izledik. Aslında bu seyahat uzun zamandır planımızda olmasına rağmen Büyük Mısır Müzesi (GEM) açılışını beklemekteydik. 2021 yılında açılacağı duyurulsa da, defalarca değişimin ardından bu sene de belirsiz bir tarihe ertelenince bu sevdadan vazgeçtik. Bu süreçte hayat bize sürprizlerin en tatlısını sundu. Geçtiğimiz Kasım ayında hamile olduğumu öğrendim. Bebeğimi dinlerken ana topraklarıyla bağlantıya geçme isteğini duydum. Okyanus, Nil nehri ve tapınaklar için hissettiğim arzu güçlü iken Kahire’ye gelince ise belirgin bir direnç fark ettim. Böylece rotamızı Hurghada - Luxor - Aswan - Abu Simbel - Marsa Alam olarak belirledik. Yorucu olacağını tahmin ettiğimiz bu seyahat için iki hafta ayırdık.


Hazırlanırken iki farklı Mısırlı arkadaşımızla konuşmamıza ve uzun araştırmalar yapmamıza rağmen yolculuğumuzu zora sokan durumlarla karşılaştık. Sadece yaşanarak edinilen bu öğrenimlerimizin pek kıymetli olduğunu düşünerek hazırladığım bu detaylı rehberi keyifle sunuyorum.


Başlıklar


  • Mısır para birimi, döviz değişimi, ödeme kanalları

  • Mutlaka görülmesi ve yapılması gerekenler 

  • Konaklama

  • Ulaşım

  • Yeme - içme

  • Güvenlik


Mısır para birimi, döviz değişimi, ödeme kanalları


Kullandıkları para birimi Mısır Poundu (EGP) veya Mısır Lirası (LE) olarak adlandırılıyor. Döviz karşılığını belirtmek ise çetrefilli. Mısır yıllardır süregelen bir ekonomik krizde ve bir seneden kısa sürede paraları üç kez devalüasyona uğradı. Bununla bağlantılı olarak resmi borsanın yanı sıra paralel borsa (karaborsa) oldukça aktif. 20 Şubat 2024 tarihinde 1 ABD Doları karşılığının resmi değeri 31 LE iken, paralel borsada 63 LE.


Paralel borsa yasa dışı olduğu için alenen döviz bozmayı teklif edemiyorlar. Bunun yerine örneğin bindiğiniz taksinin sürücüsü ceketinin cebinden bir demet dolar gösterebiliyor ya da bir mağaza çalışanı fısıldayarak “money exchange” diyebiliyor. Bu yolla dolandırıcılık epey yaygın. Art niyetli kişiler parayı arka odadan getirme bahanesiyle ortadan kaybolma, ıssız bir sokağa götürüp zorbalık etme gibi yöntemler kullanabiliyorlar. En az riskli yöntemi konakladığınız yerin sahibine para değiştirmek istediğinizi belirtmek gibi duruyor. Yine eğer iyi niyetli birine denk gelirseniz işin perde arkası kısmıyla uğraşmamış oluyorsunuz.


Bunu öğrenince kredi kartı kullanmanın da pek avantajlı olmadığı ortada. Fakat devlet özellikle vergi takibi yapabilmek ve dolandırıcılığı önlemek adına olabildiğince kredi kartı ile ödemeyi zorunlu kılıyor. Müzeler bu listenin ilk sırasında. Giriş biletleri yalnızca kredi kartı ile alınabiliyor. Bazı yerlerde gişe etrafında bekleyen yerli insanlar size bir ücret karşılığında kartlarını teklif edebiliyorlar. Onlara nakit Mısır Lirası veriyorsunuz ve bileti sizin için alıyorlar. Bu durumda siz neredeyse yarı yarıya kar ederken, onlar da nispeten düşük bir komisyon almış oluyorlar.


Tüm süreçleri yerle bir olmuş bir sistemde bunun gibi türlü kurnazlık ve dalavere dönüyor. Buna harcanan enerji miktarı ise herkesin şahsi tercihi.


Mutlaka görülmesi ve yapılması gerekenler 


  • Hurghada: açıkçası burada tek yapılması gereken en az zaman harcanarak bir sonraki varış noktasına ulaşmak :’) Müthiş turist odaklı, kalabalık, pahalı, gürültülü, denizi kirli. Dönüşte uçuşumuz yine buradan olduğu için bir gece kaldık. 

İki hafta ardından Intercontinental District’te batılı tarzda bir restoranda yemek iyi geldi.


  • Luxor: bu şehirde yapılacaklar saymakla bitmez. Bizim listemizdeki ilk yedi madde şöyleydi;

  1. Karnak Tapınak Kompleksi: Bu geniş açık hava müzesi, dünyanın en büyük tapınak komplekslerinden biri. Amun, Mut ve Khonsu tanrılarına adanmış ve yüksek sütunları, dikilitaşları ve hiyeroglif yazıtları ile ünlü. Avenue of Sphinxes üzerinden Luxor Tapınağı’na yürünebiliyor. Bu geçit, zamanında yağışlı sezonun gelişini kutlamak üzere yapılan festivalin de yürüyüş rotasıydı. Eğer kısıtlı süreniz varsa sadece Karnak Tapınağı’nı ziyaret etmek yeterli.

  2. Krallar Vadisi: Nil'in batı yakasında, Tutankhamun ve II. Ramses dahil olmak üzere Yeni Krallık'ın birçok firavununun gömüldüğü bir nekropol. Mezarlar karmaşık hiyeroglifler ve duvar resimleriyle süslü.

  3. Kraliçeler Vadisi: Krallar Vadisi'nin bitişiğindeki bu vadi, kraliçeler ve kraliyet ailesinin diğer üyeleri için mezar yeri olarak hizmet ediyordu.

  4. Hatşepsut Tapınağı: Hatşepsut, bilinen ilk kadın firavun olarak otuz yıl boyunca ülkeyi tek başına yönetmesiyle tam bir “badass” 🙂 Namına yaraşır biçimde tasarlanmış tapınak, hem büyüklüğü, hem de çevredeki kayalıklarla harmanlanan çarpıcı teraslı mimarisiyle eşsizdir.

  5. Memnon Heykelleri: Firavun III. Amenhotep'in bu iki devasa taş heykeli bir zamanlar onun morg tapınağını koruyordu. Bunlar tapınak kompleksinin az sayıdaki kalıntıları arasında ve özellikle gün batımı saatlerinde büyüleyici görünüyorlar.

  6. Madinat Habu: Dev sütunları, rölyefler ve resimlerle bezeli duvarları ile görülmeye değer olmakla birlikte listenin diğer maddeleri kadar etkileyici diyemem. Yine de konakladığımız eve çok yakın olduğu için bir sabah yürüyüşümüze dahil ettik. 

  7. Balon gezisi: Antik anıtlar ve nehir hattı boyunca uzanan yemyeşil tarlaları ile Luksor en keyifli balon rotalarından biri. Gün doğumu bu manzaranın tadını çıkarmak için ideal zaman.


Mısır’ın piramitleri, tapınakları ve hatta herhangi bir duvarı dahi kadim sırlara gebe. 3000 tonluk granit bir sütunun kilometrelerce güneyden nasıl taşındığını sorduğunuzda “nehir yoluyla” diye komik bir cevap alıyorsunuz. Duvar resimlerine ve meşhur “Mısır Ölüler Kitabı” metinlerine bakınca kimi psişeaktif bitki ve mantarların yüceltildiğini görüyoruz, oysa rehberlerin bahsettiğini duymuyoruz. McKenna Academy buna dair şöyle bir paylaşımda bulundu;


“Eski Mısırlılar da tapınaklarında psikoaktif bitkileri kullanmış olabilirler. Tamamen doğrulanan tek bitki Mavi Lotus'tur, ancak önemli miktarda DMT içeren "Hayat Ağacı" - Acacia Nilotica'nın bir hikayesi vardır.
Hiyerogliflerden bazıları bize ritüelleri sırasında psilosibin mantarlarının kullanılmış olabileceğine dair ipucu veriyor. Bu, Mısır mitolojisinde ineklerin ve bok böceklerinin önemini açıklayabilir; sihirli mantarlar inek dışkısında yetişir ve bok böcekleri bunu yerde yuvarlama eğilimindedir.”

Dolayısıyla seyahatiniz boyunca en az bir tapınakta rehber tutmayı önermekle birlikte (bizim tercihimiz Karnak olur), seyahatinizi daha ilginç kılacak ezoterik bilgileri aktaran ve konuşulmayan ihtimallere ses veren kaynaklardan kendi araştırmanızı mutlaka yapın deriz.


  • Aswan & Abu Simbel: Luxor’un 250 km. güneyindeki antik şehir Aswan ve Mısır’ın Sudan sınırındaki Abu Simbel bize seyahatimizin en özel anlarını yaşattı. Seyahat bloglarında bolca madde içeren yapılacaklar listeleri mevcut, ben yine bizim için en özel olanları listeleyeceğim. 


  1. Philae Tapınağı: Aswan’da yaşanabilecek en özel deneyimlerin başında sihir ve bilgeliğin tanrıçası İsis'e adanmış bu tapınak gelir. Aswan Barajı'nın inşası sırasında UNESCO tarafından taşınarak bugünkü yerine yerleştirilmiştir. Ana karadaki limandan takalarla yapılan kısa bir yolculukla adadaki tapınağa erişiliyor.

  2. Nübye Köyleri: Nubia halkı, bugün Sudan ve Güney Mısır bölgelerinde yaşayan ve bu toprakların en eski koruyucularından olan etnik grup. Aslı korunmuş köyleri birkaç lokasyonda ziyaret edilebiliyor. Nehrin batısında kalan ana kara ve Elephantine Adası en popüler olan iki yerleşke. Köyleri keşfin ardından gün batımında bir felucca turu ile tamamlanabilir. Biz yerel sanat ve zanaat eserleri bulmaya çok heyecanlanarak geldik, kursağımızda kaldı. Tüm dükkanlar Çin üretimi, düşük kaliteli, birbirinin aynısı ürünlerle dolu. Yerlilere sorduğumuzda bunun da yıllardır izlenen politika sonucu artizan üreticilerin pazardan elini çekmek zorunda kaldıklarını anlattılar. 

  3. Nil’de Yüzmek: Ülkenin büyük kısmında nehir yüzmeye elverişli değil. Biz nehrin ana hattının dışında kalan minicik bir adada konakladık ve buz gibi sularında yıkanma şansı bulduk. Barajın inşa edilmesiyle güneyde kalan timsahlar da bu bölgede bir tehlike oluşturmuyor.

  4. Abu Simbel Tapınakları: Gelelim bu nefes kesen bölgeye. II. Ramses tarafından inşa ettirilmiş ve kendisi ile eşi Nefertari'ye ve tanrıça Hathor’a adanmıştır. Ana Tapınak girişindeki yirmi metrelik heykeller ve incelikle yerleştirilmiş semboller saatlerce izlenebilir.

  5. Güneş Festivali: Her yıl 22 Şubat ve 22 Ekim tarihlerinde kutlanır. Bu tarihler, II. Ramses'in tahta çıkış günü ve doğum günü olduğuna inanılan günlerdir. Tapınağın içindeki ana kutsal alan, güneş ışığının belirli bir açıdan tapınağın içine girip doğrudan II. Ramses'in ve yanında oturan tanrıların heykellerini aydınlattığı bir şekilde tasarlanmıştır. Bu heykeller, Amun-Ra, Ra-Horakhty, II. Ramses ve Ptah. Güneş ışığı sadece Ptah heykelini aydınlatmaz çünkü Ptah yeraltı dünyasının tanrısıdır ve sürekli karanlıkta kalması gerektiğine inanılır.


  • Marsa Alam: Son seyahat noktamız olması yönünden tek istediğimiz zengin marin yaşamı barındıran, sakin ve konforlu birkaç gün geçirmekti. Marsa Alam bu yönden çok iyi geldi.  Başlıca aktiviteler dalış, ATV veya develer ile çöl safarileri, Bedevi köylerine ziyaret, çölde yıldız seyri, tekne turu, koy ve doğal parkları ziyaret.


Konaklama


İlk kez seyahat ettiğim bir yerde konaklarken önceliğim, konfor ve yerel deneyimin ideal karışımını yakalamak. Bunu sunan en iyi mecra da Airbnb. Dolayısıyla seyahat planlamamın büyük kısmı seçenekleri taramak ve içimize en sineni bulmak. Eğer Hurghada gibi müthiş turistik bir yerde kalmamız gerekiyorsa Booking.com üzerinden lojistik ve güvenlik odaklı bir seçim yapıyorum.


Luxor ve Aswan bizi bu anlamda çok mutlu etti. Luxor’da şehir merkezinin dışında, tapınakların olduğu bölgede bir köy içindeki butik otelde kaldık. Ev sahibi gördüğümüz en içten ve ilgili işletmeci olabilir. Mısırlıların insanı boğabilen ısrarcılığından uzak, özenli ve duyarlı bir aile işletmesi. Terasta gün doğumunda balonları izlemek için de muazzam bir konumda.


Aswan’a gelince mutlaka anakaradan ziyade adalardan birinde konaklanmalı derim. Benben by Dhara Hotels bu bölgedeki en bilinen lüks konaklama deneyimini sunuyor. Ecolodge tarzındaki oteller ise yerel kültürel hayatı yaşamak için eşsiz.


Marsa Alam’da birbirinden uzak resort ve butik oteller şeklinde bir düzen var. Otellerin dışında pek yaşam olmadığı için yeme-içme, aktivite organizasyonu gibi başlıklarda iyi hizmet sunan bir yerde kalmak önemli.


Ulaşım


Bu başlık bizi en zorlayan oldu. Ana sebepleri şöyle sıralayabilirim;


  • Özellikle şehirler arası çok sayıda yol turistlerin kullanımına kapalı. Bu uygulamayı, yolun bozuk ve ıssız olması, telefon çekmemesi gibi sebeplere dayandırarak “güvenlik amaçlı” olduğunu savunuyorlar.

  • Benzer şekilde çoğu toplu ulaşım aracı sadece Mısırlılar için. Turistler için seçenekler taksi veya tur şirketleri aracılığıyla gitmek. Araç kiralandığı durumdaki sürece dair net bilgi edinemedik.

  • Şoförlü özel araçla seyahat edildiği durumda, bir gün önceden resmi izin alınma zorunluluğu var. Bunun için pasaport kopyaları veriliyor ve kişi başı 20€ ödeniyor.

  • Tüm bu uygulamalar oldukça değişken. Biz gelmeden önce rotamızı iki farklı Mısırlı arkadaşımızla konuşarak hazırlamıştık. Geldiğimizde öğrendik ki onların bilgisi olmayan şekilde rotamızdaki ana yollardan biri turist kullanımına kapatılmış. Bu güncelleme, yolculuğumuzu beş saatten dokuz saate çıkarırken 200$ civarı ek masraf yarattı.

  • Luxor’dan Aswan’a tekneyle gitmek istemiştik. Seçenekler yüzlerce kişilik kruz gemisi veya yüzlerce dolarlık katamaran olunca vazgeçtik. Bir taksi sürücüsü kendisinin eski kaptan olduğunu, on sene önce devletin tüm ulaşım hatlarını şirketleştirdiğini ve yerlilerin pazardan sürüldüğünü anlattı. Öğrendik ki hayalimizdeki “felucca” ile seyahat on sene öncesinde kalmıştı.


Biz şehirlerarası seyahatte tren, otobüs, şöförlü araç seçeneklerini, şehir içinde ise tuktuk veya taksi kullandık.

Herhangi bir istasyona (tren, vapur, uçak) vardığınızda etrafınızı çevirenler genelde sürücülerin kendileri değil, komisyon peşindeki aracılar. Onlardan biriyle pazarlığa başlarsanız sürücülerin bizzat size ulaşma hakkı yok. O yüzden biraz yürüyüp, onların alanından çıktıktan sonra doğrudan sürücülere ulaşmak daha mantıklı.

Mısırlılar pazarlık yapmaya bayılan bir millet, bu onbeş dakikalık mesafe için bile geçerli. Bu civardaki mesafeler için çoğunlukla 70 LE’ye anlaştık.


Mobil uygulamalara gelince Uber’in bünyesindeki Careem aktif. Genelde ihtiyaç duymadık, duyduğumuz yerler de uygulamanın kapsam alanı dışında kaldı.


Yeme - içme


Mısır mutfağı, zengin tarihi ve kültürel geçmişi ile çeşitlilik ve lezzet açısından oldukça zengin. Bununla birlikte, ülkedeki fakirlikten dolayı kaliteli içerikle yapılmış yemeklere her yerde denk gelinmiyor. Bu yüzden hem otel seçerken bu yönünü tartmayı hem de önceden restoran araştırması yapmayı öneririm. Mutlaka tadılması gerekenler ise şöyle;


1. Kushari: Pirinç, makarna, mercimek, nohut, karamelize soğan ve domates sosu ile yapılan bir karışım. Üzerine sirke ve sarımsaklı sos dökülerek servis ediliyor.


2. Ful Medames: Ezilmiş bakla, zeytinyağı, sarımsak, limon suyu ve çeşitli baharatlarla yapılan bir yemek. Genellikle kahvaltıda, bazlama benzeri bir ekmekle tüketiliyor.


3. Taameya (Mısır Falafeli): Falafelin nohut yerine bakla ile yapılan bir türü. Yeşil sebzeler ve baharatlarla karıştırılıp kızartılıyor, bu yönden normal falafele göre daha hafif.


4. Mahshi: Üzüm yaprağı, kabak, biber gibi sebzelerin içi pirinç ve baharatlarla doldurularak yapılan dolma. Bizimkine göre biraz yavan kalsa da dolma dolmadır 🙂


5. Baba Gannuş: Közlenmiş patlıcan, tahin, sarımsak ve limon suyu ile yapılan meze.


6. Deniz ürünleri: Özellikle Kızıl Deniz kıyısındaki şehirlerde taze ve lezzetli deniz hayvanları bulunabiliyor.


7. Tatlılardan benim ilgimi çeken pek olmadı, künefe ve hamur tatlılarının yanı sıra sıcak aşureye benzer Umm Ali epey yaygın. Bununla birlikte çoğu yerde şeker kıtlığı yaşanıyor. Menüde tatlı olsa dahi restoranda olmayabiliyor. Özellikle Nil çevresi boyunca uzanan şeker kamışı tarlalarını görünce buna şaşırmamak elde değil. Yine bir Mısırlı’dan duyduğumuz üzere bunun sebebi devletin ihracatı önceliklendirmesi ve iç pazarda fiyatı kontrol edebilmesi imiş.


Biz gelirken bir sırt çantasını tamamen sağlıklı atıştırmalıklarla doldurmuştuk, iyi ki de öyle yapmışız. İthal ürünlerin tamamı pahalı (örneğin Avusturya’da 2 Euro’ya aldığımız bitkisel süt Mısır’da 8 Euro idi). Yerel paketli ürünler ise besin değerleri ve lezzet yönünden düşük kalitede. Sokak lezzetleri egzost dumanı altındaki tablalarda satılan krakerler üzerine dayalı. Meyveler genelde taze değil ve pahalı. O yüzden bir atıştırmalık çantası ile gelmek hayat kurtarıcı olabilir.


Güvenlik


Malezya’dan Ekvador’a tek başıma seyahat etmiş bir kadın olarak söylüyorum, Mısır’a tek başıma gelmediğime bin şükür ettim. Gerçek anlamda bir tehlikeyle karşılaşmadık ama sokak satıcılarından tacize varan laf atma ve ısrar, insanların gözlerini dikip uzun uzun incelemeleri, taksicilerin peşe takılmaları gibi epey huzursuz edici durumlarda kaldık. Hiçbir yerde gece dışarı çıkmadık ve taksiyi olabildiğince konakladığımız yerlerin referansıyla bulduk.


Turistlerin belirli bölgelere veya belirli yollardan seyahat etmesi zaten yasak. Bunun dışında kalan kısımlar da güvenli kabul ediliyor. Varış anında yerel sim kart almayı kesinlikle öneririm.


Ve yazımızın sonuna geldik! Devam etsem bir bu kadar daha ve fazlasını yazabilirim :) Bruno ve benim toplam gezdiğimiz farklı ülke sayısı altmış, ikimiz için de Mısır en zorlayıcı ülke olma ünvanına nail oldu. Buna rağmen yine olsa yine gider miyiz? EVET! 

Bu sefer es geçtiğimiz Kahire’ye gelecek olsam, seyahat konusunda deneyimli bizleri bile bu kadar yorduğu için normalde asla tercih etmeyeceğim turla seyahati düşünebilirim. 


Mısır'da geçirdiğim bu büyülü zaman dilimi, tarihin derinliklerine yapılan bir yolculuk gibiydi. Tapınakların ihtişamı, Nil Nehri'nin dinginliği ve çölün uçsuz bucaksız sessizliği, kadim bilgilerin alegorik yollarla aktarımı, yüksek bir medeniyetin bugüne uzanan titreşimleri ruhuma işlendi. Mısır, her köşesinde keşfedilmeyi bekleyen sırlarıyla, spiritüel bir seyahat tutkununun hayal edebileceği tüm zenginliklere sahip. Bu kadim topraklara veda ederken, ana topraklarıma dönmüş olmanın bütünlüğü ve taze ailemle çıktığım maceranın mutluluğu benimle kalıyor.




26 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
Ecstatic Dans

Ecstatic Dans

Comments


  • Instagram
bottom of page